28 Eylül 2023 Perşembe

Üç Paşalar İktidarı olarak da bilinen, 1913-1918 yılları arasında, Cemal Paşa’nın Rolü

 

Suriye’de derler ki eğer Cemal Paşa birisiyle görüştüğü zaman burnunu kaşırsa sürgün düşünüyor, sakalını karıştırırsa affedip etmemeyi düşünüyor demektir. Yalnız bıyık burkmasından korkunuz. O zaman bu görüşmenin ölüme kadar yolu vardır.

(Falih Rıfkı Atay - Zeytindağı)

İkinci Meşrutiyet döneminde İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin üç liderinden biridir. Özellikle Üç Paşalar İktidarı olarak da bilinen, 1913-1918 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun iç ve dış siyasetinin belirlenmesinde etkin rol oynamıştır. 11 Mart 1914 ve 14 Ekim 1918 tarihleri arasında Bahriye Nâzırlığı (İmparatorluğun Donanmasından sorumlu Bakanlık), 7 Aralık 1913 ve 21 Mart 1914 tarihleri arasında ise Nâfia Nazırlığı(Bayındırlık Bakanlığı) görevini üstlenmiştir. I. Dünya Savaşı’nda Suriye-Filistin Cephesi’nin komutanı olarak görev yaptı.

31 Mart Olayının (13 Nisan 1909) çıkması üzerine İstanbul’a dönerek Yeşilköy’de ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Hareket Ordusu’na katıldı. Ayaklanmanın bastırılmasının ardından Üsküdar muhafızlığına atandı (Mayıs 1909).

31 Mart Vakası (Kalkışması, İsyanı, Ayaklanması, Olayı yahut Hadisesi): II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'da yönetime karşı yapılmış büyük bir ayaklanma ve darbe teşebbüsüdür. Rumi takvime göre 31 Mart 1325'te (13 Nisan 1909) başladığı için bu adla anılmıştır.

31 Mart Olayından kısa bir süre sonra Çukurova’da patlak veren Ermeni ayaklanmasını, denetim altına almak üzere Adana valiliğine getirildi (8 Ağustos 1909).

Ağustos 1911’de Arap aşiretlerinin çıkardığı ayaklanmaları bastırmak üzere Bağdat valiliğine atandı. İttihatçıların desteğindeki Mehmed Said Paşa hükûmetinin istifa etmesi üzerine, Temmuz 1912’de bu görevinden ayrılarak İstanbul’a döndü.

Bâb-ı Âli Baskını (23 Ocak 1913) olarak bilinen hükûmet darbesinin ardından İttihatçılar başa geçince İstanbul muhafızlığına getirildi. Bu görevi sırasında İttihat ve Terakkî Cemiyeti’ne karşı gelişen muhalefeti bastırarak, partinin yönetimine destek sağlamaya çalıştı. Aynı yıl Bulgarlarla yapılan barış görüşmelerine, askeri üye olarak katıldı.

Bâb-ı Âli Baskını, Osmanlı İmparatorluğu'nda 23 Ocak 1913 günü Enver Bey ve Talat Bey'in önderlik ettiği bir grup İttihat ve Terakki üyesi tarafından hükûmet binası Bâb-ı Âli'nin basılmasıyla yapılan askerî darbedir. Bu baskın sırasında Harbiye Nazırı Nâzım Paşa öldürülmüş, Sadrazam Kâmil Paşa'ya zorla istifası imzalattırılmıştır. Darbe sonrasında Mahmud Şevket Paşa Hükûmeti kurulmuş ve İttihat ve Terakki Partisi yönetime hakim hale gelmiştir.

Öteden beri Fransız yanlısı olarak bilinen Cemâl Paşa, I. Dünya Savaşı öncesinde Fransa’nın desteğini kazanmak amacıyla Fransa’ya gitti. Ama siyasal ittifak sağlayamadı ve bunun üzerine Alman yanlısı Enver Paşa ve Talat Paşa ile birlikte 2 Ağustos 1914’te yapılan Osmanlı - Alman İttifakı’nı isteksizce destekledi.

Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesi üzerine bahriye nazırlığının yanı sıra 2. Ordu komutanı olarak görevlendirildi. Kısa bir süre sonra da Filistin’deki 4. Ordu komutanlığına atandı (Kasım 1914).1915’te Ferikliğe (Korgeneral) yükseldi. Mısır’ı, İngilizler’ den almak amacıyla düzenlenen, Kanal Seferi olarak bilinen çarpışmalarda komuta ettiği güçleri ağır kayıplar verince, geri çekilmek zorunda kaldı.

1916’da Enver Paşayı devirmek için darbe planladığı ama sonra korkarak bundan vazgeçtiği söylenir (Falih Rıfkı Atay’ın anılarında geçer).

Cemâl Paşa Suriye’de bulunduğu sırada Halide Edib Adıvar'la birlikte çeşitli toplumsal hizmetlerin ve bayındırlık etkinliklerinin yaygınlaştırılması için çalıştı; yörenin arkeolojik özellikleriyle yakından ilgilendi. Bu arada Arap ileri gelenleri arasında ortaya çıkan siyasi hoşnutsuzluğa ve düşmanca yönelimlere sert önlemlerle tepki gösterdi. Bölgede Kasap Cemâl, El Cezzar ve Seffah Cemâl lakabı takılan paşa, levanten bölgesindeki Arap isyancıları yakalatmış ve bu kişiler Sıkıyönetim Mahkemesi kararlarıyla idam edilmiştir. Beyrut ve Şam’da, bu kişilerin adlarının verildiği iki ana meydan bulunmaktadır.

Cemal Paşa Alman Goeben’de, (Yavuz) 1914

1. Dünya savaşının başladığı dönemlerde, iki Alman zırhlısı Goeben ve Breslau, İngiliz donanmasından kaçarak, Çanakkale Boğazı’nı geçtiler ve 10 Ağustos 1914’te Marmara Denizi’nden içeri girerek İstanbul önlerine geldiler. İngilizlerin baskısı üzerine, Osmanlı Devleti,  bu gemileri Almanlardan satın aldığını duyurdu ve Goben’e Yavuz, Breslau’yada Midilli ismi verilerek Türk Bayrağı çekildi. Bu olay Osmanlı Devleti’ni savaşa sürükleyen önemli bir gelişme oldu.

Goeben, Osmanlı hizmetine girdiğinde Yavuz Sultan Selim veya kısaca Yavuz adını aldı. 1936 yılında adı resmen TCG Yavuz ("Türkiye Cumhuriyeti Gemisi Yavuz") olarak değiştirildi. 1938 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün naaşını İstanbul'dan İzmit'e taşıdı Yavuz, 1950 yılında hizmetten çekilene dek Türk Deniz Kuvvetleri'nin amiral gemisi olarak görev yaptı. DEVAMI HEMEN ALTTA

Şafak Kavurmacı

Koloni Tarihi ve Askeri Analiz Bülteni

Editörü

Adı çok konuşulan ama pek çok özelliği az bilinen Cemal Paşa kimdir?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder