28 Eylül 2023 Perşembe

Adı çok konuşulan ama pek çok özelliği az bilinen Cemal Paşa kimdir?

  Şafak Kavurmacı

Araştırmacı Yazar
Koloni Tarihi ve Askeri Araştırmaları Editörü

Cemal Paşa Lut Gölü sahilinde (3 Mayıs 1915)

Bir suikast sonucu, 50 yaşında hayatını kaybettiğinde; Asker ve Siyasetçi olarak, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerine, damgasını vuran üç Paşa’dan birisiydi!  

Balkanlardan-Arap çöllerine, en zorlu cephelerde savaşarak Orgeneralliğe yükselmiş, en zorlu dönemlerde Valilik yapmış, Denizcilik ve Bayındırlık Bakanlığında bulunmuş ve daha birçok önemli görevi 50 yıllık yaşamına sığdırmış olan Cemal Paşa, günahı ve sevabıyla her daim tartışmaların odağında olan bir isimdi. Ermeniler Onu, merhametli bir Türk Vali olarak hatırlarken, Araplar kendisini, zalim bir Türk yönetici olarak yâd etmektedir.

Çölün ortasında elinde kırbaç, jilet gibi pantolon ve gömleği ile düşmanlarını dahi kendisine hayran bıraktıracak bir asalet ile göz kamaştıran Cemal Paşa’nın, ne yapacağını kestirmek her daim oldukça güç olmuştur.

Tiflis’te, Cemal Paşa ve iki Yaverinin ölümüyle sonuçlanan suikastı, kimin, ne amaçla düzenlediği hala bilinmemektedir!

Ölümü Ankara’yı, hatta bizzat Mustafa Kemal’i dahi, büyük bir üzüntüye sevk eden, belki de tek İttihatçı lider Cemal Paşa’ydı.


Cemal Paşa, Mustafa Kemal Paşa ve Enver Paşa aynı karede

Tam ismi Ahmed Cemâl Paşa, 6 Mayıs 1872’de Ege Denizi’ndeki Midilli Adasında dünyaya geldi. 21 Temmuz 1922 tarihinde, o dönem Rusya’nın hâkimiyetinde olan Tiflis’te uğradığı bir suikast sonucu yaşamını yitirdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde önemli görevlerde bulunmuş, devlet adamı ve askerdir.

1890’da Kuleli Askeri İdadisinden(Kuleli Askeri Lisesi), 1893’te Harbiye Mektebi’nden (Kara Harp Okulu) mezun oldu. 28 Ocak 1895’te kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı.

Üsküdar Mutasarrıfı Cemal Bey

1898’de Selanik’teki 3. Ordu’ya redif fırkası (tümeni) kurmay başkanı olarak atandı. Selanik’te iken o sırada gizli bir örgüt durumundaki İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girerek cemiyetin askeri kanadının örgütlenmesiyle görevlendirildi. 1899’da Selanik’te Seniha Hanım’la evlendi.

1905’te binbaşı oldu. Ertesi yıl Rumeli Demiryolları müfettişliğine getirildi. Bu görevi sırasında İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Rumeli’de örgütlenmesinde etkin rol oynadı; cemiyetin bölük adı verilen yerel birimlerini oluşturdu. 1907’de 3. Ordu kurmay heyetine atandı. Burada Binbaşı Ali Fethi Bey ve Kolağası Mustafa Kemal ile birlikte çalıştı.

İkinci Meşrutiyet’in ilanının (1908) ardından Selanik’teki İttihat ve Terakki Cemiyeti genel merkezi tarafından İstanbul’a gönderilen on kişilik temsil heyetinde yer aldı. Ardından cemiyetin genel merkez üyeliğine seçildi.  DEVAMI HEMEN ALTTA

Şafak Kavurmacı

Koloni Tarihi ve Askeri Analiz Bülteni

Editörü

Üç Paşalar İktidarı olarak da bilinen, 1913-1918 yılları arasında, Cemal Paşa’nın Rolü

Üç Paşalar İktidarı olarak da bilinen, 1913-1918 yılları arasında, Cemal Paşa’nın Rolü

 

Suriye’de derler ki eğer Cemal Paşa birisiyle görüştüğü zaman burnunu kaşırsa sürgün düşünüyor, sakalını karıştırırsa affedip etmemeyi düşünüyor demektir. Yalnız bıyık burkmasından korkunuz. O zaman bu görüşmenin ölüme kadar yolu vardır.

(Falih Rıfkı Atay - Zeytindağı)

İkinci Meşrutiyet döneminde İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin üç liderinden biridir. Özellikle Üç Paşalar İktidarı olarak da bilinen, 1913-1918 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun iç ve dış siyasetinin belirlenmesinde etkin rol oynamıştır. 11 Mart 1914 ve 14 Ekim 1918 tarihleri arasında Bahriye Nâzırlığı (İmparatorluğun Donanmasından sorumlu Bakanlık), 7 Aralık 1913 ve 21 Mart 1914 tarihleri arasında ise Nâfia Nazırlığı(Bayındırlık Bakanlığı) görevini üstlenmiştir. I. Dünya Savaşı’nda Suriye-Filistin Cephesi’nin komutanı olarak görev yaptı.

31 Mart Olayının (13 Nisan 1909) çıkması üzerine İstanbul’a dönerek Yeşilköy’de ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Hareket Ordusu’na katıldı. Ayaklanmanın bastırılmasının ardından Üsküdar muhafızlığına atandı (Mayıs 1909).

31 Mart Vakası (Kalkışması, İsyanı, Ayaklanması, Olayı yahut Hadisesi): II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'da yönetime karşı yapılmış büyük bir ayaklanma ve darbe teşebbüsüdür. Rumi takvime göre 31 Mart 1325'te (13 Nisan 1909) başladığı için bu adla anılmıştır.

31 Mart Olayından kısa bir süre sonra Çukurova’da patlak veren Ermeni ayaklanmasını, denetim altına almak üzere Adana valiliğine getirildi (8 Ağustos 1909).

Ağustos 1911’de Arap aşiretlerinin çıkardığı ayaklanmaları bastırmak üzere Bağdat valiliğine atandı. İttihatçıların desteğindeki Mehmed Said Paşa hükûmetinin istifa etmesi üzerine, Temmuz 1912’de bu görevinden ayrılarak İstanbul’a döndü.

Bâb-ı Âli Baskını (23 Ocak 1913) olarak bilinen hükûmet darbesinin ardından İttihatçılar başa geçince İstanbul muhafızlığına getirildi. Bu görevi sırasında İttihat ve Terakkî Cemiyeti’ne karşı gelişen muhalefeti bastırarak, partinin yönetimine destek sağlamaya çalıştı. Aynı yıl Bulgarlarla yapılan barış görüşmelerine, askeri üye olarak katıldı.

Bâb-ı Âli Baskını, Osmanlı İmparatorluğu'nda 23 Ocak 1913 günü Enver Bey ve Talat Bey'in önderlik ettiği bir grup İttihat ve Terakki üyesi tarafından hükûmet binası Bâb-ı Âli'nin basılmasıyla yapılan askerî darbedir. Bu baskın sırasında Harbiye Nazırı Nâzım Paşa öldürülmüş, Sadrazam Kâmil Paşa'ya zorla istifası imzalattırılmıştır. Darbe sonrasında Mahmud Şevket Paşa Hükûmeti kurulmuş ve İttihat ve Terakki Partisi yönetime hakim hale gelmiştir.

Öteden beri Fransız yanlısı olarak bilinen Cemâl Paşa, I. Dünya Savaşı öncesinde Fransa’nın desteğini kazanmak amacıyla Fransa’ya gitti. Ama siyasal ittifak sağlayamadı ve bunun üzerine Alman yanlısı Enver Paşa ve Talat Paşa ile birlikte 2 Ağustos 1914’te yapılan Osmanlı - Alman İttifakı’nı isteksizce destekledi.

Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesi üzerine bahriye nazırlığının yanı sıra 2. Ordu komutanı olarak görevlendirildi. Kısa bir süre sonra da Filistin’deki 4. Ordu komutanlığına atandı (Kasım 1914).1915’te Ferikliğe (Korgeneral) yükseldi. Mısır’ı, İngilizler’ den almak amacıyla düzenlenen, Kanal Seferi olarak bilinen çarpışmalarda komuta ettiği güçleri ağır kayıplar verince, geri çekilmek zorunda kaldı.

1916’da Enver Paşayı devirmek için darbe planladığı ama sonra korkarak bundan vazgeçtiği söylenir (Falih Rıfkı Atay’ın anılarında geçer).

Cemâl Paşa Suriye’de bulunduğu sırada Halide Edib Adıvar'la birlikte çeşitli toplumsal hizmetlerin ve bayındırlık etkinliklerinin yaygınlaştırılması için çalıştı; yörenin arkeolojik özellikleriyle yakından ilgilendi. Bu arada Arap ileri gelenleri arasında ortaya çıkan siyasi hoşnutsuzluğa ve düşmanca yönelimlere sert önlemlerle tepki gösterdi. Bölgede Kasap Cemâl, El Cezzar ve Seffah Cemâl lakabı takılan paşa, levanten bölgesindeki Arap isyancıları yakalatmış ve bu kişiler Sıkıyönetim Mahkemesi kararlarıyla idam edilmiştir. Beyrut ve Şam’da, bu kişilerin adlarının verildiği iki ana meydan bulunmaktadır.

Cemal Paşa Alman Goeben’de, (Yavuz) 1914

1. Dünya savaşının başladığı dönemlerde, iki Alman zırhlısı Goeben ve Breslau, İngiliz donanmasından kaçarak, Çanakkale Boğazı’nı geçtiler ve 10 Ağustos 1914’te Marmara Denizi’nden içeri girerek İstanbul önlerine geldiler. İngilizlerin baskısı üzerine, Osmanlı Devleti,  bu gemileri Almanlardan satın aldığını duyurdu ve Goben’e Yavuz, Breslau’yada Midilli ismi verilerek Türk Bayrağı çekildi. Bu olay Osmanlı Devleti’ni savaşa sürükleyen önemli bir gelişme oldu.

Goeben, Osmanlı hizmetine girdiğinde Yavuz Sultan Selim veya kısaca Yavuz adını aldı. 1936 yılında adı resmen TCG Yavuz ("Türkiye Cumhuriyeti Gemisi Yavuz") olarak değiştirildi. 1938 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün naaşını İstanbul'dan İzmit'e taşıdı Yavuz, 1950 yılında hizmetten çekilene dek Türk Deniz Kuvvetleri'nin amiral gemisi olarak görev yaptı. DEVAMI HEMEN ALTTA

Şafak Kavurmacı

Koloni Tarihi ve Askeri Analiz Bülteni

Editörü

Adı çok konuşulan ama pek çok özelliği az bilinen Cemal Paşa kimdir?



Cemal Paşa'nın, I. Dünya Savaşı Sonrası Faaliyetleri ve Tiflis'te Ölümüne Neden Olan Silahlı Saldırının Gizemi!


Cemal Paşa Afganistan'da

Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkması üzerine Cemal Paşa, 1 Kasım 1918 gecesi Enver Paşa ve Talat Paşa ile birlikte bir Alman denizaltısıyla Odesa’ya, oradan da Berlin’e gitti.

Tam bu sırada İstanbul’daki sıkıyönetim mahkemesince (Âliye Divan-ı Harb-i Örfi), Osmanlı’da yaşayan Arap unsurlarının isyanına sebep olmak suçundan 13 Ocak 1919 tarihinde gıyabında verilen kararla ordudan atılmasına, 5 Temmuz 1919’daki hükümle idamına karar verildi.

Cemal Paşa, önce Berlin ardından da Münih’e geçmişti. Almanya’dan İsviçre’ye geçen Paşa, Davos’ta bir süre inzivaya çekildi ve bu süreçte, Afganistan’da İngilizlere karşı bir ihtilal
tertiplemek amacıyla planlar yaptı. 

Rusların da desteğini arkasına almayı başaran Cemal Paşa, 14 Eylül 1920’de Afganistan Emiri Amanullah Han’dan aldığı davet üzerine Afganistan’a geçti.

Devlet faaliyetlerinde geniş tecrübeye sahip olan Cemal Paşa, kısa sürede Afganistan'da Harp Okulu, Tercüme Bürosu ve hastaneler gibi birçok önemli kurumu, kurmayı başardı.

Bütün bu adımların amacı, İngilizleri Afganistan'da ayaklanmayla tehdit ederek, Anadolu'daki saldırganlıklarına son vermeye zorlamaktı.

Bu adımlarıyla, İngilizleri ciddi anlamda rahatsız etmeyi başaran Cemal Paşa, Mustafa Kemal Paşa ile ilişkileri yeniden kurmanın yollarını aramaya başladı.

Mustafa Kemal Paşaya mektuplar yazan Cemal Paşa, hem pişmanlığını belirtiyor hem de emrinde olduğunu bildiriyordu.

Mustafa Kemal Atatürk’te, Cemal Paşa’yı kazanmak istiyordu fakat Enver Paşa ile aralarındaki iletişimi kesinlikle bitirmesini şart koşmuştu. Atatürk’ün şartlarını kabul eden Cemal Paşa, ülkesine dönmek için sevinçle hazırlıklar yapmaya başladı.

Cemal Paşa, 21 Temmuz 1922 tarihinde Ankara Hükümeti’nin Tiflis Büyükelçisi Ahmet Muhtar Berker  Bey'i, Elçilikte ziyaret etti ve beraber akşam yemeği yediler. Yemekten sonra, saat 22.30 civarlarında Ahmet Muhtar Bey’in Elçilikte kalması yönündeki ısrarlarına rağmen Cemal Paşa, iki yaveri yanında olduğu halde Elçilikten ayrıldı ve kaldığı otele doğru harekât etti. Kısa bir süre sonra, Rus ÇEKA (Sovyetler Birliği’nin ilk istihbarat ve güvenlik teşkilatı) binasının yakınlarındaki, Jovkodovfski sokağında bir otomobilden çıkan silahlı şahısların saldırısına uğradı ve yaverleri beraber hayatını kaybetti.

Cemal Paşa’nın Cenazesi, Yaverleri Yüzbaşı Nusret ve Teğmen Süreyya Beylerin cenazeleri ile birlikte, Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa tarafından Erzurum’a getirilerek, Karskapı Şehitliği’ne defnedildiler.

Karskapı Şehitliği, Cemal Paşa ve Yaverleri Yzb. Nusret, Tğm. Süreyya Beyler

Erzurum Seyir Defteri

Cemal Paşa,
 öldüğü son ana kadar tıpkı Enver Paşa gibi bir gün ülkesine dönme hayaliyle yaşadı; ama o da tıpkı Enver ve Talat Paşa gibi bir tabutun içerisinde vatanına dönebilecekti.

Cemal Paşa ve iki Yaverinin hayatlarını kaybettikleri suikastı, kimin, neden düzenlediğini ortaya çıkarmak mümkün olmadı.

Önceleri Cemal Paşa’nın, Afganistan’daki faaliyetlerini destekleyen Ruslar, Enver Paşa ile bir grup ittihatçının, Rusya ve tüm Asya’daki Türkleri, antiemperyalist ve Turancı amaçlar etrafında birleştirmeye yönelik etkinlikleri sebebi ile Cemal Paşa’dan da kuşkulanmışlar ve desteklerini kesmişlerdir. 


Bu suikastın, Stalin’in emriyle, o sırada Gürcistan Çeka’sının başında olan Lavrenti Beriya tarafından tertiplendiğine dair iddialar vardır. Cemâl Paşa’yı Ermenilerin mi, yoksa Rus Gizli Servisi’nin mi öldürdüğü meselesi bugün hâlâ tartışılmaktadır.

Cemal Paşan'ın ölümünden hemen sonra, Mustafa Kemal Atatürk’ün kontrolünde olan  Hâkimiyet-i Milliye gazetesi bu cinayeti en sert biçimde eleştiren yayınlar yapıldı.

Bu elim haberin maalesef kati surette tahakkuk etmiş olmasıyla Cemal Paşa’nın da Türk düşmanlarının kurşununa hedef olduğu anlaşılmıştır. Cemal Paşa şu veya bu ölçü ile ölçebileceğimiz Cemal Paşa olduğu için değil, çok milliyetperver bir Türk olduğu için, Cemal Paşa şu veya bu adamın kini, intikamı için değil, Türklük içinde yetişmiş, büyümüş ve iş görmüş bir zevat olduğu için öldürülmüştür.

Cemal Paşa’nın birçok noksanları, kusurları hatta verilecek hesabı olabilir. Fakat Cemal Paşa bütün bunları Türk milletine karşı borçludur. Hiçbir yabancı kurşunun onu öldürmeye hakkı yoktur. Türk milleti bu cinayeti ancak nefret, kin ve gayz ile karşılayabilir.

Kudüs’e giren Avusturya askerlerini teftiş eden Cemâl Paşa (1916)

Cemâl Paşa, İkinci Meşrutiyet Dönemi’nde İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin önde gelen yöneticilerindendi. Özellikle Üç Paşalar İktidarı olarak da bilinen 1913-1918 arasında Osmanlı Devleti’nin iç ve dış siyasetinin belirlenmesinde önemli rol oynadı. Ayrıca I. Dünya Savaşı’nda en önemli cephenin komutanı olarak görev yaptı. Bundan dolayı yenilginin ve İttihat ve Terakkî Cemiyeti yönetiminin birinci dereceden sorumlularından sayıldı.

Cemâl Paşa’nın Seniha Hanım’la olan evliliğinden, Ahmed, Mehmed, Kamuran, Nejdet ve Behçet isimli beş çocuğu vardır. Oğullarından Ahmed Cemâl gazeteci Hasan Cemâl’in babasıdır.

Şafak Kavurmacı

Koloni Tarihi ve Askeri Analiz Bülteni

Editörü

Adı çok konuşulan ama pek çok özelliği az bilinen Cemal Paşa kimdir?


Cemal Paşa Hatıratı: Bursa Objektif


25 Eylül 2023 Pazartesi

Dünya Tarihinde İlk Kadın Hükümdar, Bozkırın Efsanevi Kraliçesi Tomris


M.Ö 6. Yüzyılda Orta Asya'nın güney bölgelerindeki Göçebe bir Türk Devleti olan Massaget Devletinin başında, Dünya tarihindeki İlk Kadın Hükümdar unvanına sahip olan, Tomris bulunuyordu.

Massagetler’in, komşusu olan Pers İmparatorluğu Kıralı Büyük Kiros, Tomris’in kocasını ve oğlunu, tuzağa düşürerek öldürttü ve MÖ 530’da Orta Asya’daki cesur Göçebe Savaşçıları ordusuna katmak amacıyla, savaş için eğitilmiş yüzlerce köpeğin de bulunduğu ve atlı savaş arabalar gibi dönemin en güçlü silahlarına sahip olan ordusuyla bölgeye sefer düzenledi.

Üzerlerindeki zırhlarla adeta demir adam görüntüsündeki Kral Kiros’un, güçlü ordusunu, özgürlüğü yaşam biçimi olarak benimsemiş cesur Bozkır Savaşçıları karşıladı. Kiros’un ordusuna göre teçhizat bakımından zayıf ve sayıca epeyce az olan Bozkır savaşçılarının başında, ilk Kadın Türk Hükümdarı Tomris bulunuyordu.

Peter Paul Rubensin çizdiği "Tehmire (Tomris) Efsanesi" eserinde Tehmire'nin (Tomris'in) Fars hükümdarı Kiros'un başını kan dolu kaba düşürmesi

Aralarındaki güç dengesizliğine rağmen Tomris’in başarılı savaş taktikler ile güçlü Pers Ordusu bozguna uğratıldı ve Babil’in ünlü Kıralı Büyük Kiros öldürüldü.

20 Eylül 2023 Çarşamba

KOLONİ Tarihi ve Askeri Araştırma & Analiz Bülteni 1. Sayı


Türkiye’nin İki Kadim Komşusu İran ve Yunanistan Silahlı Kuvvetleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Karşılaştırmalı Analiz Bülteni.

Sayı: I

Türkiye-İran 

Silahlı Kuvvetleri Karşılaştırmalı Analizi

Yazar

Şafak Kavurmacı

KOLONİ Ajans & Medya Yayın Yönetmeni


Eylül 2023



İçindekiler:
Lütfen satırlar üzerine tıklayınız

1- Giriş


Azerbaycan ordusunun başlatmış olduğu lokal antiterör operasyonlarının sonuçları


Azerbaycan ordusunun başlatmış olduğu lokal antiterör operasyonları sonucunda ağır yenilgiye uğrayan Karabağ bölgesindeki silahlı Ermeni gruplarının Azerbaycan’ın tüm şartlarını kabul ettikleri ve 21 Eylül’de Yevlak şehrinde görüşmeye hazır oldukları açıklandı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in de açıkladığı gibi Azerbaycan toprakları içerisinde hiçbir “gri” alana müsaade edilmeyecektir.  


Yevlak, önemli yol kavşaklarını kesiştiği, Bakü'den 293 km uzaklıkta olan şirin bir Azerbaycan şehridir. Şehirde demiryolu istasyonu ve hava limanı var.




19 Eylül 2023 Salı

AZERBAYCAN SİLAHLI KUVVETLERİ HAREKETE GEÇTİ


Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri 19 eylül günü birçok harekat düzenledi.Ermenistan'nın tehlikeli hareketleri neticesinde birçok Ermeni Silahlı Kuvvetlerine ait askeri araç ve mühimmat aynı zamanda birçok askeri radyo ve radar istasyonunun imha edildiğini Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri paylaştı.

13 Eylül 2023 Çarşamba

2023 ŞEHİT YÜZBAŞI CENGİZ TOPEL AKDENİZ FIRTINASI TATBİKATI DEVAM EDİYOR


2023 Şehit Yüzbaşı Cengiz TOPEL Akdeniz Fırtınası tatbikatı Türkiye'den ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden kara,deniz ve hava unsurları aynı zamanda Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı arasında eğitim ve iş birliği tatbikat ile amaçlanıyor.

11 Eylül 2023 Pazartesi

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, İran ve Yunanistan Silahlı Kuvvetleri ile Karşılaştırmalı Analizi


İran ve Yunanistan ile karmaşık ve köklü tarihi bağlara sahip olan Türkiye; bölgesel manzaraya oldukça dinamik katkılarda bulunmaktadır. Bu ulusların silahlı kuvvetlerini incelediğimizde tarihsel etkileşimlerinin, savunma stratejileri üzerinde derin izler bıraktığını görüyoruz.

Yunanlıların, Türkler ile Yollarının Kesiştiği Önemli Bir Tarihi Kavşak

Türkler, yüzlerce yıl önce Anadolu'nun kapılarına dayandıklarındabugünkü Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada, büyük bir çoğunluğu Yunanca konuşan Bizans İmparatorluğu bulunmaktaydı ve Yunanlılarla Türklerin ilk teması o günlerde başladı. Türklerin, İranlılar ile tanışıklığı ise, çok daha eski zamanlara dayanmaktaydı.

Türkiye, İran ve Yunanistan ile yüzlerce yıl sayısız savaşların yaşandığı aynı coğrafya üzerinde; savaşların izlerinden ziyade farklı medeniyetlerin kültürel etkileşimleri sonucu oluşan, çok değerli tarihi bir mirası paylaşıyor. Fakat geçen zaman, her ne kadar savaşların yeryüzündeki fiziki izlerini silmede başarılı olmuşsa da maalesef devletlerin hafızalarından silmeyi başaramamıştır. 

Türkiye, Bu İki Kadim Komşusuna Güvenebilir mi?

Aradan geçen çok uzun zamana rağmen günümüzde bile bu devletlerin fırsat buldukça Türkiye aleyhine sergiledikleri bazı olumsuz tutum ve davranışları, Türkiye'nin bu iki kadim komşusuna, tam olarak güven duymasını oldukça zorlaştırmıştır. Dolayısıyla askeri analize geçmeden önce, bu ülkeler arasında öne çıkan tarihi olaylara bağlı, güvensizlik ve düşmanlık ile karakterize edilen, tarihsel etkileşimlere kısaca değineceğiz. 

Ayrıca günümüz dünyasında aralarındaki; ideolojik, politik, ekonomik ve askeri alanlardaki, rekabete dayalı çekişmelere ve sınırları içeresindeki, birbirlerinin soydaşı olan nüfusun oluşturduğu risklerden kaynaklanan, kaygı ve kuşkuların, karşılıklı olarak politikalarına olan yansımalarından, yüzeysel olarak bahsedeceğiz.

Türkiye’nin; İran ve Yunanistan ile olan tarihsel bağlantılarını, güncel ilişkilerini ve bu ülkelerle askeri açıdan karşılaştırmalı analizini, Türkiye-İran ve Türkiye-Yunanistan olmak üzere iki başlık altında ele alacağız.


9 Eylül 2023 Cumartesi

Türk Askerinin, BM ve NATO Kapsamında Görev Yaptığı Ülkeler


Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Orta Asya’dan Orta Doğuya, Güney Afrika’dan denizaşırı Afrika Ülkelerine kadar geniş bir coğrafyada Askeri Üs ve Unsurları bulunan Türk Ordusu, İngiltere merkezli bir araştırma kuruluşunun analizine göre Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra yurt dışında en aktif olan ikinci silahlı güçtür


6 Eylül 2023 Çarşamba

HÜRJET TÜRK YILDIZLARI İLE BİRLİKTE UÇUŞ GERÇEKLEŞTİRDİ


- Hafif taarruz, eğitim, devriye ve akrobatik gösteri uçağı HÜRJET Türk Yıldızları ile birlikte uçuş gerçekleştirdi.Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün yaptığı sosyal medya paylaşımından HÜRJET'i yakın zamanda daha çok göreceğimiz anlaşılıyor

4 Eylül 2023 Pazartesi

EJDER YALÇIN HER GÖREV HER KOŞULDA ŞIK ve GÜÇLÜ


-Bu videomuzda Türkiye'nin taktik tekerlekli zırhlı aracı Ejder Yalçın 4x4 ve tüm konfigürosyonlarını görevlere göre özelleştirilebilme olanağı sağlayan Nurol Makina'nın ürettiği Ejder Yalçın'ı araştırdık keşke sivil versiyonu da olsa denilecek Ejder Yalçın 2014'de hizmet vermeye başladı.İlk ihracatını 2017 yılında Tunus'a gerçekleştirdi. EJDER YALÇIN 4x4 Taktik Tekerlekli Zırhlı Aracı; Sınır Gözetleme ve Güvenlik Aracı, Keşif Aracı, Taktik Füze Taşıma/Fırlatma Aracı, Komuta Kontrol Aracı, Hava Savunma Aracı, Muharebe Aracı, Zırhlı Personel Taşıyıcı, KBRN Keşif Aracı, Mayın/EYP Tespit-İmha Aracı, Tansksavar Aracı, Havan Aracı ve Zırhlı Ambulans Aracı gibi kullanıcının değişik harekât ihtiyaçlarına yönelik özel çözümler sunmaktadır.